BugünSizlerle yakın zamanda keşfettiğim bir atmosfer unsurunu paylaşmalıyım: tek bir kuru Harry yaprağı. Onu edindiğimden beri evimin tarzı birkaç kat yükseldi, eşsiz atmosferi gerçekten harika, bunu ancak anlayanlar bilir!
Bu kurumuş Harry yaprağını ilk gördüğümde gözlerim ona takıldı. Dalları uzun ve ince, zamanın etkisiyle koyu kahverengi bir renk almış ve yüzeyi doğal bir dokuya sahip, sanki zamanın öyküsünü anlatıyor. Dalların yukarı doğru olan kısımlarında yapraklar seyrek dağılmış, her yaprağın kendine özgü bir şekli var, geniş yaprağın kenarı hafifçe kıvrılmış, bir tür dizginsiz ve rastgelelik hissi veriyor. Yaprakların rengi tek bir sarı değil, açık sarıdan koyu kahverengiye doğru ince bir renk değişimi, geçiş doğal, tıpkı doğanın çizdiği bir resim gibi.
Bu tek kuru Harry yaprağı, sade bir cam vazoya gelişigüzel yerleştirilip oturma odasındaki sehpanın üzerine konulduğunda, tüm mekanın atmosferi anında değişiyor. Başlangıçta sıradan olan oturma odası, bu yaprağın varlığı sayesinde serin ve zarif bir havaya bürünüyor. Güneş pencerelerden yaprakların üzerine vuruyor, ışık ve gölge oyunları iç mekana yumuşak ve gizemli bir hava katıyor.
Yatak odasındaki komodinin üzerine konulduğunda da etkisi aynı derecede büyüleyici oluyor. Yatmadan önce bu kurutulmuş Harry yaprağına bakmak, sanki uzak bir cennetteymişsiniz gibi, günün yorgunluğunu yavaş yavaş dağıtıyor. Sessiz bir arkadaş gibi, sizin için sessizce şiirsel ve romantik bir uyku ortamı yaratıyor.
Sade İskandinav tarzındaki evde, beyaz duvarlar, açık renk ahşap mobilyalar ve kurutulmuş Harry yaprakları, basit ama çekiciliğini kaybetmeyen bir şekilde tüm mekana doğal bir atmosfer katıyor.

Yayın tarihi: 22 Mart 2025